acıklı ne demek?
- Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun
İçeriden ince iniltilerle karışık acıklı bir uğultu çıkıyordu.
Ö. SeyfettinBu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikayesiyle birlikte kondulara yayıldı.
Latife Tekin - Acı görmüş, yaslı, kederli
Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum.
H. E. Adıvar - Dar anlamıyla tiyatroda, tragedyanın belirleyici yanı, temel özelliği ye felsefi özü. 2 - Bir oyun içinde acıklı görünümü sağlayan gelişim. 3 -Genel anlamı içinde, toplumsal gelişmede birey-toplum çelişkilerinin anlatımı olan estetik ulamı.
- Tragic.
- Deplorable.
- Moving.
- Pathetic.
- Piteous.
- Pitiful.
- Plaintive.
- Distressing.
- Touching.
- Person who has experienced much grief.
- Dolorous.
- Grievous.
- Harrowing.
- Mournful.
- Pitiable.
- Tragique
acıklı başta akıl olmaz
- Büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler.
acıklı bir biçimde
- Distressfully, distressingly.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
acıklı başta akıl olmazacıklı bir biçimdeacıklı filmacıklı güldürüacıklı hikayeacıklı komediacıklı komedyaacıklı operaacıklı oyunacıklılıkacıklanmakacıkan doymam sanır, susayan kanmam sanıracıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyleracıkan ne yemez, acıyan ne demezacıkanın yanağından, susayanın dudağından belli oluracıkara