abraş ne demek?
Kökeni: Arapça
- Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı).
- Çilli, çopur yüzlü, açık renk gözlü, çapar (kimse).
- Açık renkli gözlü adam
- Atlarda burun ucunda görülen beyazlık.
- Alaca, alaca hastalığı, albinizm.
- Alaca bulaca, karışık renkli.
- Çarpık, eğri, düzgün olmayan.
- Ters, kaba, görgüsüz (kimse).
- Cüzzam. (İngilizce: leprosy).
- Deseni ve atkısı bozuk halı.
- Alaca benekli.
- Tedirgin edici, obur.
- Alaca benekli at.
- Speckled, marked with small spots, spotted, marked with blotches of various colors, variegated.
- Leprosy.
abraşlık
- Abraş olma hali.
abra
- Bozuk teraziyi dengelemek için hafif gelen kefeye ağırlık olarak konulan taş, demir, çivi vb., dara.
- Bir değiş tokuşta üste verilen şey.
- Bir değiş-tokuşta üste verilen şey.
- Tare.
- Counterweight.
- Makeweight.