abide ne demek?
Kökeni: Arapça
- Anıt.
- Bk. anıt
- Önemli ve değerli yapıt
- (Abd. C.) Köleler. Abid. (Osmanlıca'da yazılışı: a'bide)
- Tapan, tapınan kimse.
- İbadet eden.
- Uzun müddet dillerde destan olup kalan beliye ve dahiye.
- Monument.
- Memorial.
- Memorial anıt.
- Cenotaph.
- Edifice.
- Dwell; 'You can stay with me while you are in town'; 'stay a bit longer--the day is still young'.
- Put up with something or somebody unpleasant; 'I cannot bear his constant criticism'; 'The new secretary had to endure a lot of unprofessional remarks'; 'he learned to tolerate the heat'; 'She stuck out two years in a miserable marriage'.
- To wait; to pause; to delay.
- To stay; to continue in a place; to have one's abode; to dwell; to sojourn; with with before a person, and commonly with at or in before a place.
- To remain stable or fixed in some state or condition; to continue; to remain.
- To wait for; to be prepared for; to await; to watch for; as, I abide my time.
- To endure; to sustain; to submit to.
- To bear patiently; to tolerate; to put up with.
- To stand the consequences of; to answer for; to suffer for.
- Bir yerde kalmak
- Sabit durmak
- Tahammül etmek, dayanmak, çekmek
- Ikamet etmek, oturmak, sakin olmak, mukim olmak abide by sebat etmek
- Itaat etmek durmak.
- Tahammül etmek, katlanmak, çekmek; kurala uymak, sadik kalmak; kalmak, beklemek;
anıt
- Önemli bir olayı veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, abide
- Önemi ve değeri çok olan eser.
- (Heykel, Mimarlık) Bir kişi ya da bir olayın anısı için dikilen yapı ya da heykel.
- Bir olayın veya kişinin tarih boyunca anılması için yapılan, simge niteliğinde heykel veya eser.
- Mec. Önemi ve değeri çok olan eser.
- Abide, eser.
- Memorial.
- Monument.
- Monument
abide by
- Bağlı kalmak, uymak, tutmak
abide by ones word
- Sözünde durmak, sözünü tutmak
- Sözünde durmak, sözünü tutmak (Yazılışı: abide by one's word)