aşınmak ne demek?
- Birbirine sürtünerek incelmek.
- Eskimek, yıpranmak.
- Çıkıntıları silinmek, düzleşmek.
- Kimyasal etki sonucu kemirilmek, yıpranmak.
- İtikal etmek.
- Corrode.
- Erode.
- Fray.
- To be worn away.
- To be worn out.
- To corrode.
- To erode away.
- To depreciate.
- To be worn off.
- To wear away.
- To be eaten away.
- To etch away.
- Abrade.
- Waste.
- Wear.
- Wear out.
birbirine
- One another.
aşınma
- Aşınmak işi.
- Erozyon.
- Bkz. aşınım.
- Metal veya alaşımların çevreleriyle tepkimeye girerek elektrokimyasal bozunmaları. Bu bozunma asit veya bazların etkisiyle hızlanır. Korozyon sonucunda çok kere metal oksitleri oluşur. Aluminyum ve paslanmaz çelik durumunda oluşan oksit daha ileri bozunmayı önleyici etki gösterir. Nemin katalizlediği demirin paslanması korozyon için iyi bir örnektir.
- Belli bir yüzey üzerindeki epitelin kaybı, deri veya mukoza üzerinde sınırlı bir bölgenin epitelden mahrum oluşuyla belirgin durum, erozyon.
- Ekolojik faktörler nedeniyle toprağın verimli tabakasının bulunduğu yerden, su, rüzg
- Corrosion.
- Detrital.
- Abrasion.
- Erosion.
aşınma dayanımı
- Bir malzemenin sürtünmeye karşı olan dayanıklılığı.
- Corosion strength.