ağırlaştırmak ne demek?
- Bir şeyin ağırlaşmasına yol açmak.
- Yavaşlatmak
Ve her şeye rağmen bu gidişi ağırlaştırmak ve durdurmak lâzımdır.
B. Felek - Zorlaştırmak, güçleştirmek
- Bunaltıcı ve kasvetli bir duruma getirmek, gerginleştirmek
Genel başkanının açıklamaları siyasi havayı ağırlaştırdı.
- Tehlike ve vehametini arttırmak
Dün aldığı kötü haber hastalığını daha da ağırlaştırdı.
To make heavier.
To make slower.
To slow down.
Weight.
ağırlaştırma
- Ağırlaştırmak işi.
Aggravation.
Stultification.
ağırlaştırmamak
(neg. form of ağırlaştırmak) aggravate, weight, burden.