şok ne demek?
- Kaza, beklenmeyen bir olay, bazı ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel veya ruhsal olarak birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü
Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu.
H. Taner - Namlunun uç kısmında iç çapın küçültülmesi sonucu meydana gelen kesit daralması.
- Damar sisteminin kapasitesiyle dolaşım kanının hacmi arasındaki ilişkinin kan miktarı aleyhine bozulması sonucu oluşan, derinin solgunluğu, soğuk terleme, bilincin kaybolması, huzursuzluk, nabzın zayıf ve süratli olmasıyla belirgin, akut sistemik kanlanma yetersizliği, dolaşım kollapsı, dolaşım yetmezliği, kariyovasküler kollaps, asistolizm.
- Bk. sarsım
- Quick freezing.
- Shock.
- Trauma.
- Concussion.
- Impact.
- Blow.
- Jolt.
- Jounce.
- Consternation.
sarsım
- Sarsma işi.
- Gök cisimlerinin, genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi sebebiyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık.
- Bir metal yapıda, ısıl ya da mekanik olarak birden yaratılan gerilimli durum.
- Shock.
- Choc
şok bobini
- Bk. tıkama kangalı
şok dalgası
- Shock wave.