şiddetli ne demek?
- Etkisi çok olan, zorlu
Bir aralık rahmetli babam şiddetli bir romatizmaya tutulmuştu.
F. R. Atay - Hızlı
Şiddetli yağmurun damlaları camı dövüyordu.
R. Enis - Aşırı.
- Bk. yeğin
Strong.
Heavy.
Harsh.
Sharp.
Acute.
Severe.
Violent.
Vehement.
Drastic.
Stern.
Astringent.
Bitter.
Brutal.
Burning.
Cast-iron.
Consuming.
Deep.
Exquisite.
Extreme.
Ferocious.
Flaming.
Flash.
Forceful.
Frenetic.
Frenzied.
Fucking.
Fulminant.
Furious.
Excruciating.
Intense.
Passionate.
Rigid.
Rigorous.
Rude.
Smart.
Splitting.
Stiff.
Stormy.
Virulent.
Intensive.
Violently.
Severely.
Vehemently.
Passionately.
yeğin
- Zorlu, katı, şiddetli.
- Baskın, üstün, iyi
- Ölçülebilir bir büyüklüğün, özellikle bir alanın, bir kuvvetin ve bir erkenin, duyu organlarının etkilenmesi ile algılanır durumda olması.
- Zorlu, katı, şiddetli 2. Baskın, üstün. 3. Yiğit, güçlü, çalışkan. 4. Bereketli, bo5. İyiliği seven. 6. Yakışıklı, güzel, ince. 7. Uygun, yerinde.
Intense.
Ace.
Stark
Intense
şiddetli acı
Anguish.
şiddetli açlık
Ravenous hunger.