şakımak ne demek?
- Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek
Kalk dilber, gidelim bağ arasına / Şakısın bülbüller, gül incinmesin.
Karacaoğlan - Güzel şarkı söylemek veya şiir okumak
Hep aşkı, hep inançları, hep yurt sevgisini şakıyan şairler vardır; ben şair olsaydım ışığın verdiği hazları söyler, hep güneşe övgüler yazardım.
N. Ataç - Çok konuşmak, çenesi düşmek
Eskiden hiç lakırtı söylemeyen bu ihtiyar, şimdi şakıyordu.
Ö. Seyfettin - Warble.
şakıma
- Şakımak işi.
- Singing, warble, song, jug.
şakımamak
- (neg. form of şakımak) sing, sing out, warble, jug, roll, trill.