şahlanmak ne demek?
- At, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde durmak, şaha kalkmak
Altımdaki beygir acı acı kişneyerek şahlanır gibi oldu.
O. C. Kaygılı - Taşkınlık göstermek, coşmak, kükremek
Gösterdiğimiz kahramanlıklar, harp meydanlarında asırlarca şahlanmış Türk yiğitliği kendilerine layık olacağı kadar yazılabilmiş değildir.
A. Ş. Hisar - Parlamak, ışıldamak
Zifirî siyah üstüne iki tane açık, iki tane de orta koyulukta dört renk serpildi mi gözlerimiz derhâl şahlanıyor.
B. R. Eyuboğlu Rear.
To rear up.
To fly into a passion.
Ramp.
şahlanma
- Şahlanmak işi.
- Atış esnasında meydana gelen patlama sonucu oluşan basıncın etkisi ile silahın namlusunun yukarıya doğru hareketi.
Rampancy.
şahlanmamak
(neg. form of şahlanmak) rear up, ramp, rear.