ıslatmak ne demek?

  1. Islak duruma getirmek.
  2. Dayak atmak veya ağır hakarette bulunmak

    Müfettiş, gazete sahibini iyice ıslattıktan sonra bastonunu, şapkasını aldı, küfrederek kapıdan çıktı.

    R. N. Güntekin
  3. Mutlu bir olayı yeme içme ile kutlamak.
  4. (en)To beat.
  5. (en)To give sb a hiding.
  6. (en)To drink to.
  7. (en)To celebrate an event by having a booze-up.
  8. (en)Damp.
  9. (en)Bedrabble, bedraggle.
  10. (en)Dampen.
  11. (en)Douse.
  12. (en)Drench.
  13. (en)Moisten.
  14. (en)Saturate.
  15. (en)Steep.
  16. (en)To wet.
  17. (en)To soak.
  18. (en)To drench.
  19. (en)To saturate.
  20. (en)To dampen.

ıslak

  1. Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
  2. Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış
  3. (en)Tacky.
  4. (en)Damp.
  5. (en)Moist.
  6. (en)Watery.
  7. (en)Dank.
  8. (en)Liquid.
  9. (en)Slobbery.
  10. (en)Sloppy.

ıslatma

  1. Islatmak işi.
  2. Bira yapımında, su alması için, arpanın 10-15
  3. Sulandırma.
  4. Temizleme işini kolaylaştırmak için, yüzey gerilimini azaltmak amacıyle, çözeltilere ıslatıcı ekleme işlemi.
  5. (en)Soakage.
  6. (en)Soak.
  7. (en)Wetting.
  8. (en)Dampening.

ıslatma sıvısı

  1. (en)Steep.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ıslatmaıslatma sıvısııslatma suyuıslatmamakıslatıslatan şeyıslatarak yumuşatmakıslatıcııslatıcı maddeıslaıslahıslah beratııslah ediciıslah edici önlem
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın