ıslanmak ne demek?
- Islak duruma gelmek
Pantolonları yarı bellerine kadar ıslanmıştı.
R. N. Güntekin - Get wet.
- Dampen.
- Draggle.
- Soak.
- To get wet.
- To soak.
ıslak
- Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan
- Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış
- Tacky.
- Damp.
- Moist.
- Watery.
- Dank.
- Liquid.
- Slobbery.
- Sloppy.
ıslanma
- Islanmak işi veya durumu.
- Yüzey gerilimlerindeki ayarlanma sonucu, bir katı yüzeyin, yayılan bir sıvı ile örtülmesi olayı.
- Soak.
- Soakage.
- Wetting.
ıslanmışın yağmurdan korkusu olmaz
- Daha önce bir zarara uğramış kimse, kendisine aynı zararı verecek şeyden korkmaz.