ısırmak ne demek?
- Dişleri arasına alıp sıkmak
Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı.
A. Gündüz - Dişleriyle koparmak
Koparın bir tane de ısırın bakın...
S. F. AbasıyanıkEkmekten bir lokma ısırırken hole bakıyorum.
A. Ümit - Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek
Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu.
T. Buğra - Kumaş dalamak, kaşındırmak.
- Savage.
- Bite.
- Bite off.
- Snap.
- Champ.
- Nibble.
- Sting.
- To bite.
- To nip.
- To irritate.
- Scratch.
ısırma
- Isırmak işi.
- Chop.
- Bite.
- Biting.
ısırmaya çalışmak
- Snap.