üzünçlü ne demek?
- Üzüntülü
İçlerinden biri titrek ve üzünçlü bir sesle hicazkâr üzerinde gezinmeye başladı.
S. Birsel
üzüntülü
- Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- Üzüntü veren
- Üzüntülü bir biçimde, üzüntülü olarak.
- Bir biçimde, üzüntülü olarak.
- Dark.
- Distressed.
- Hard-pressed.
- Sorry.
- Woebegone.
- Worried.
üzünç
- Üzüntü
- Sorrow, dejection.
üzünleme
- Konusu gönül hicranları ve dünya hüzünleri olan şiir türü (ÜZÜNLÜ, Elégiaque).
- Elégie