üstün ne demek?
- Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum.
R. H. KarayBu nazire gazeller muhakkak ki onlardan çok üstündü.
A. H. Çelebi - Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
El elden üstündür ta arşa kadar.
Atasözü - Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha.
- Ascendant.
- Ascendent.
- Choice.
- Distingue.
- Excellent.
- Extra.
- Golden.
- High.
- Pre-eminencent.
- Predominant.
- Preponderant.
- Unsurpassed.
- Super.
- Super-duty.
- Superior.
- Transcendent.
- Hyper-.
- Super-.
- Supra-.
- Above.
- Atop.
- Atop of.
- Over.
- Dominant.
- Paramount.
- Preeminent.
- Supreme.
üstün açıklıklı mercek
- Bağıntılı açıklığı çok büyük olan mercek çeşidi.
- Hohe Empfindlichkeitlinse
üstün akışkanlık
- Çok düşük sıcaklıklarda, nicemsel sıfır noktası devinimi yüzünden katılaşamayan helyumun, iriölçekte gösterdiği olağandışı nicemsel özellikler.
- Superfluidity.
- Superfluidité