özlü ne demek?
- Özü olan, öz bölümü çokça olan.
- Benliğinde, varlığında, yapısında herhangi bir nitelik bulunan
Ben o kadar bedbaht, doğru özlü bir kadınım ki, beni sonra anlayacaksınız.
A. Gündüz - Yapışkan, verimli toprak.
- Düşünceyi gereksiz söz kullanmadan bildiren.
Compendious.
Brief.
Succinct.
Fertile.
Dense.
Sincere.
Genuine.
Meaty.
Stiff.
Succulent.
Terse.
Sappy.
Compact.
Concise.
Pithy.
Substantial.
Juicy.
Pulpy.
özlü anlatım
Laconism.
özlü bir şekilde
Fundamentally.