özgür ne demek?
- Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, şarta bağlı olmayan, serbest, hür
Muallim Naci'den önceki çevirmenler de çok özgür bir çeviriden yanadırlar.
Salah Birsel - Yönetim bakımından yabancı bir gücün etkisi altında bulunmayan, başka bir yönetime bağlı olmayan, bağımsız, hür (ulus, ülke).
- Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan.
- Tutuklu olmayan, serbest, hür.
- Başkasının kölesi olmayan, hür.
Tömbeki fiyatı fırladığı için nargileye tövbe etmişti.
Ö. Seyfettin - Siyasi bir güç tarafından denetlenmeyen, engellenmeyen.
Şu günlerde özgür basını mumla arıyoruz.
- Toplumsal baskılara, özellikle görgü kurallarına boyun eğmeyen, tavır ve davranışlarında serbest olan.
- Asalak olmayan, beslenme yönünden bağımsız, kendibeslek olan.
- Serbestî, hür. ~ mallar: serbest mallar.
- Free.
- Independent.
- At liberty.
- Exempt.
- Latitudinarian.
- Unfettered.
- At large.
- Footloose.
- Rakish.
- Liberated serbest.
- Hür.
- Voluntary.
- Frei
- Libre
- Liber
özgür açınık
- Açık hecelerdeki açınık: Saçak kelimesindeki birinci a gibi.
- Voyelle libre
özgür adam
- Freeman.