özdeşlemek ne demek?
- Özdeş duruma getirmek.
- Matematik kuramın nesneleri ile fiziksel nesneler arasında bağıntı kurmak.
- Identify.
- Identifier
özdeş
- Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilmeyecek kadar benzer olan, aynı.
- Bir ve aynı olan, bir ve aynı anlama gelen.
- Kendinde özdeşlik bulunan, identik.
- Her türlü nitelik bakımından oluşan bir eşitlik.
- (Lat. Identieus = aynı olan) : Bir ve aynı olan; bir ve aynı anlama gelen. (Ör. Sabah yıldızı ile akşam yıldızıözdeştir, çünkü aynı yıldızdır. Bir birey zaman içinde değişmeler geçirse de bir ve aynı bireydir, kendi kendisiyleözdeştir.)
- Identical.
- Identic.
- Same.
- Identical, same.
- Exactly alike.
özdeşleme
- Bireyin, kendine güvenini sağlamak amacıyla, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, gerçek yada düşsel bir kimseyi örnek edinmesi, onun gibi davranması.
- Özdeşlemek işi.
- Çocuğun, beğendiği ve sevdiği bir yetişkinin davranışlarını, hemen hemen bilincinde olmadan öykünerek toplumsal çevresinde kendine özgü görevleri öğrenmesi
- Identification.
özdeşleşme
- Özdeşleşmek işi.
- 1-Oyuncunun, rol gereği canlandırdığı oyun kişisiyle kendini özdeşleştirmesi. 2 - Seyircinin, oyun kahramanının basma gelenleri kendi de yaşıyormuşçasına duyması; bu yanılsamacı tiyatronun güzelduyusal ilkelerinden en önemlisidir.
- Seyircinin kendini bir yıldızla, bir film kahramanıyla bir tutup, onun başından geçenleri kendi yaşıyormuş sanısına kapılması.
- Identification.
- Identification (with the star).
- Übereinstimmung mit dem (der) Filmstar, Identifizierung
- Identification
- Identification (à la vedette)