örtülü ne demek?
- Örtüsü olan
Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor.
R. H. Karay - Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış
Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü.
A. Haşim - Açıklama yapmadan, kapalı olarak, müphem.
- Covert.
- Implicit.
- Covered.
- Veiled.
- Wrapped.
- Under cover.
- Buried.
- Masked.
- Shut.
- Clad.
- Coated.
- Mantled.
- Muffled.
- Submerged.
- Submersed.
- Thick with.
- Closed.
- Hidden.
- Hushed up.
- Concealed.
örtülü alışveriş
- Bir firmanın perakende hizmetlerinin kalitesini nicel ve nitel veri toplayarak ölçmek için, kendisine müşteri süsü veren kişiler aracılığıyla yaptırdığı alışveriş.
- Mystery shopping.
örtülü bileştirme
- Bir alıcıdan gelen görüntünün içine başka bir alıcıdan gelen devinimli görüntünün yerleştirilmesi. (Elektronik örtülü birleştirmedekinden değişik yönü, ilk kaynaktan gelen görüntünün, devinimsiz bir diplik oluşturmasıdır. Üçüncü bir kaynak, bu diplik için kullanılacak, istenilen biçimdeki örtünün görüntüsünü sağlar. İkinci kaynaktaki resim, bu örtücünün ilk kaynaktaki resimde örttüğü yeri doldurur. Bu televizyon hilesi, sinemadaki devinimsiz örtülü filmle elde edilen sonucu andırır).
- Inlay, keyed-insertion, static electronic mat(t, te), mixing.
- Stanzen, "Inlay"
- Incrustation (découpage électronique), "inlay"