örselemek ne demek?
- Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek.
- Gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak
Naciye Hanım, kalkık kaşlarıyla başını sallayarak meclisin sükûtunu örseledi.
P. Safa - To knock about.
- To handle roughly.
- Crumple.
- Mishandle.
- Ruck.
- Tumble.
örseleme
- Örselemek işi.
örseleniş
- Örselenme işi veya biçimi.