örneksemek ne demek?
- Örnek olarak almak.
- To take as an example.
örnek
- Bkz. eşantiyon, numune
- Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model
- Göstermelik
- Bir şeyin benzeri, tıpkısı, misil.
- Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal.
- Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey
- En iyi biçimde olan
- Mallarını tanıtmak isteyen firmaların, malın niteliğini belirtmek, özelliklerini göstermek amacıyla, o maldan bedelsiz verdiği veya gönderdiği parça.
- Bir nesnenin ya da bir işlemin yapımında kılavuzluk eden ve aslının niteliklerimi değişik bir ölçü içinde taşıyan nesne ya da işlem birimi, anlamdaş taslam.
- Bir karar ya da yazının benzeri.
örnekseme
- Örneksemek işi.
- Bir kelime örnek tutularak başka kelimelerin yaratılması, kıyas, analoji.
- Yasa yargılarının, birbirine benzeyen sosyal kuruluşlara ilişkin özel yargıların, ayrıntılarını öngören ve belirten ve sonunda birini ötekinden üstün ya da aşağı tutan değer ölçüsü.
- Analogy.
- Analogie
örneksemeciler
- Dil olgularını incelerken, kelime yapımında, fiil ve isim çekiminde sadece örneksemeyi kabul eden, düzenlilik ve kurala verilmesi gereken önem konusuna ilişkin tartışmalarda kurallı biçimler üstünde durarak aykırılıkçılara karşı çıkan filozoflara, gramercilere ve yazarlara verilen isim.