örneğin ne demek?
- Söz gelişi.
- For instance.
- For example.
- Such as.
söz
- Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük.
- Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
- Kesinlik kazanmayan haber, söylenti.
- Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme.
- Müzik parçalarının yazılı metni, güfte.
- Wordy.
- Word.
- Saying.
- Expression.
örneğin denetlenmesi
- Bir örnekleme tasarımında elde edilecek örneğin ilgili ayrıtlar bakımından bilinen ya da kestirilen evren özelliklerini yinelemesi yolunda alınan önlemlerin tümü.
- Control of sample.
örneğin sınanması
- Yazışmalı soruşturuda soru çizinliğini yanıtlayarak geri göndermeyenlerin örnekte yaratabileceği yanlılığın denetlenmesi.
- Test of sample.