örgü ne demek?
- Örme işi veya biçimi.
- Tığ, şiş veya özel makineyle ilmiklerin yan yana getirilmesiyle örülerek yapılmış şey
İstediğiniz kadar tel örgü engelleri koyunuz.
F. R. Atay - Örülmüş saç bölüğü, belik
Başı yemenili, saçları iki örgü, ayağı takunyalı sarışın bir köylü kızı bana sordu.
R. H. Karay - Dokumacılıkta atkı ve çözgü ipliklerinin, dokumayı oluşturacak biçimde belli bir desene göre kesişmesi.
- İletişim, ulaşım vb.nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi, ağ.
- Yapı
Batı Avrupa medeniyeti bütün dış ve iç örgüleriyle bana ilk defa orada ayan olmuştu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Örülerek yapılmış olan, örme.
- Bazı sinir veya damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum.
- Bir buzsul içinde özdeciklerin, öğeciklerin, üşerlerin titreşime başladıkları ortalama yerlemlerinin oluşturduğu düzenli ağ.
- Çoktürel tepkileşmlikte bölünebilir ve bölünemez özdeklerin düzenli dizilmesiyle oluşan örnekçe.
Lattice.
Knitted.
Hand-knit.
Hand-knitted.
Knitting.
Knit.
Plait.
Braiding.
Braid.
Plat.
Plexus.
Bond.
Darning.
Weave.
Knitted article.
Fabric.
Texture.
Tissue.
Network.
Woof.
Splice.
Lace.
Meshed.
Pleat.
Queue.
Path.
Meshes.
Kristallnetz
Réseau
örgü bebek patiği
Bootee
örgü bezeme
- (Süsleme) Örgü biçiminde, birbirlerine dolanmış şeritlerin meydana getirdiği süs.a. bk. bezek, bezekleme.
Tress, plait.
Tresse