öncelikle ne demek?
- Öne alınarak, daha önce olarak.
- First of all.
- Primarily.
- Principally.
- First.
- At the outset.
- For starters.
- Before all else.
öncelikli
- Önceliği olan.
- Preferential.
- Indispensable.
- Prior.
- Underlying.
- Predecessor.
- Having priority.
- Preferred.
- Of first priority.
- Privileged.
öncelikli alacaklı
- Alacağını borçlunun varı yoku, tüm malından öncelikle almağa yetenekli kişi.
- Preferred creditor.
- Créditeur privilégié