ömer ne demek?
Kökeni: Arapça
- Resül-Ü Ekrem'in (A.S.M.) ikinci halifesi, Aşere-i Mübeşşere'den ve sahabenin en büyüklerindendir. Çok adil, abid, zahid ve merhametli idi. Fakirce yaşadı. Adaleti, şecaat ve cesareti, İla-yı Kelimetullah için fedakarlığı meşhurdur. Çok Hadis-i Şeriflerle medhedildi. Zamanında çok fütühat ve ilerleme kaydedildi. Hilafeti esnasında bütün Alem-i İslam, Peygamber Aleyhissalatü Vesselam'ın devrindeki gibi huzur ve rahat içinde yaşadı. On buçuk sene yedi gün, dünyada hiç kimseye nasip olmayan bir adalet içinde halifelik yaptı, 63 yaşında iken şehit edildi. (R.A.)Hak ile batılı ayırmada çok mahir olduğundan Resül-ü Ekrem (A.S.M.) kendisine Ömer-ül Faruk ismini vermiştir.Bir zaman Hz. Ömer Radıyallahü Anhu demiştir ki: Üç şey olmasa Hazret-i Kibriya'ya göçmek isterdim: 1- Allah yolunda yürümek. 2- Alnını toprağa sererek secde etmek. 3- En güzel semereleri toplar gibi, sözün güzelini veren insanlarla sohbet etmek.
- Dirilik, canlılık, yaşama, ömür sürme.
ömer bin farıd
- (M. 1180-1234) Kahire'de doğdu ve orada vefat etti. Mütefekkir ve mutasavvıf olup büyük şairlerdendir. Divanı vardır.
ömer hayyam
- Çadırcı Ömer manasında olan bu kelime, İran'ın meşhur hayalperest ve içkiden çok bahseden bir şairinin adıdır.