öksüz neden güler yanılır da güler ne demek?
- Işleri ters giden kimsesiz kişinin yüzü gülmez, yüzünü güldürecek bir durum ortaya çıksa bile bu bir yanlışlıktan dolayıdır.
öksüz
- Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
- Kimsesiz
- Balığın sık av verdiği zamanlarda 1-5 köstekli bir bedenin bir ucu seğirtmeye diğer ucu ise el oltası fırdöndüsüne takılan bir çeşit seğirtme oltası.
- Orphan.
- Motherless.
- Without relations/friends.
- Motherless child.
- Fatherless.
- Charity child.
- Orphan child.
öksüz balığı
- (Trigla lyra,) Kemikli-balıklar (Teleostei) takımının kırlangıçbalığıgiller (Triglidae) familyasından (bk.) bir balık türü. Uzunluğu 40-60 cm. Pembe renklidir. Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmarada yaşar.
- Kemikli balıklardan, kırlangıç balığıgiller (Triglidae) familyasından, 60 cm kadar uzunlukta olabilen, pembe renkli, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara Denizi'nde yaşayan bir tür.
- Piper.
- Seeleyer
- Grondin lyre
- Trigla lyra
neden
- Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
- Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet.
- I. Gerçekneden (illet). 1- Bir olayın gerçeknedeni. Bir şeyi etkileyen, oluşturan, doğuran; -> etkinin bağlılaşık kavramı; gerçek etkilere ve değişmelere yol açan etkileme. ("A B ninnedenidir." dendiğinde, "A nın varoluşu B nin varoluşununnedenidir." denmek istenir.) Eskiçağda ve Dekartçılarda bugünkünden daha geniş anlamda kullanılmıştır. Aristotelesnedeni dört ayrı anlamda kullanır: a.Biçimselneden (causa formalis): Biçim verenneden. b. Özdeksel-içerikselneden (causa materialis): Gerçekte bulunan özdekselneden; özdeksel koşul; etkilemenin, temeli, değişmeyen özdeği; kendisinden bir şeyin oluştuğu şey. c. Etkileyicineden (causa efficiens): Başlangıçta bulunan edici, yapıcı, etkileyicineden. d. Erekselneden (causa finalis): Bir son, erek güdenneden. Günümüzdenedenin yalnızca bu son iki anlamı kalmıştır. Etkileyicineden, bir başka olayı doğuran, bir olayı ya da bir eylemi yaratan varlığı göstermek için; erekselneden de, bir edimi gerçekleştirmek üzere güdülen ereği göstermek için kullanılır. 2- Bir özün, bir varlığın olanağının varlık koşulu olarak varlıknedeni, var olmanedeni (Lat. ratio essendiratio possibilitatis). Ancak burada olgusal olay henüz söz konusu değildir, böyle bir olay için gerçekneden (causa) olması zorunludur. 3-Hareketnedeni, kımıldatıcıneden, güdü (motif). İstemenin, eyleminin ruhsalnedeni. II. Mantıksalneden (sebep): 1- Kensisinden, başka bir yargının, başka bir önermenin, başka bir kavramın zorunlukla çıktığı yargı, önerme ya da kavram. Temel, dayanak, gerekçe. (Bağlılaşık kavramı: sonuç=consecutio.) 2- Doğrulayıcıneden, doğrulama, gerekçe: Bir şeyi haklı göstermek üzere öne sürülen kanıt. (Bu kanıt iyi olmayabilir de.) 3- Bilginedeni (ratio cognoscendi): Bir şeyin bilinmesini sağlayanneden. (Ör. Termometrenin yükselmesi ısı artışının saptanması için bilginedenidir; termometre ısının yükselmesinin gerçeknedenini açıklamaz, yalnızca onun bilinmesininnedenidir.)
- Cause,.
- What for.
- Causatively.
- Forwhy.
- Whence.
- Wherefore.
güler
- Gülen, gülümseyen.
- Sevinçli, handan.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
öksüzöksüz balığıöksüz bırakmaköksüz çocuk düşlemesiöksüz güler mi meğer yanılaöksüz hırsızlığa çıkarsa ay ilk akşamdan doğaröksüz kalmaköksüz kalmışöksüz kuzu toklu olmazöksüz oğlan göbeğini kendi keseröksürerek balgam çıkarmaöksürerek çıkarmaköksürmeöksürmeköksürmemeknedenneden bilimineden değişkemneden gösterenneden göstermekneden olanneden olmaneden olmakneden olmasınneden rahatsızsınnede olsanedebnedebenedebinedem