çiğnemek ne demek?
- Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek
Gözlerine uyku denilen şey girmiyor, çiğnediği lokma boğazından inmiyor.
H. R. Gürpınar - Ayak veya tekerlek altına alarak ezmek
Bunlara dalgın bakarken, öteden gelen bir araba onu çiğneyecekti.
M. Ş. Esendal - Uyulması gereken kural veya yasaya uymamak.
- Sayılması gereken bir şeyi saymamak, itibar etmemek, ayaklar altına almak
Bunu yapmamak, insanlığın mukaddes mirasını çiğnemek değil, kendi hayatımı da inkâr etmek olacaktı.
R. N. Güntekin - Egemenliği altına almak, hükmetmek
On iki milyonluk bir milleti çiğnemek sevdasına kapıldı.
R. E. Ünaydın Break.
Chew.
Contravene.
Masticate.
Tramp.
Trample.
Transgress.
Tread.
Violate.
To chew.
To tread underfoot.
To run over.
To violate.
Tread on.
çiğnemekyip geçmek
- Ayak ya da tekerlek altına alarak ezip geçmek.
çiğneme
- Çiğnemek işi.
- Besinin iyice küçük parçalara ayrılması için çiğnenmesi. Mastikasyon.
Mastication.
Breach.
Chew.
Impingement.
Mastication, chewing.
Mastication
Masticare:çiğnemek