çatırdamak ne demek?
- "Çatır" diye ses çıkarmak
Kolumu öyle bir çekiş çekti ki, omuz başım çatırdadı.
S. M. Alus - Çökmeye, yok olmaya yüz tutmak, tehlikeli duruma düşmek.
- Sürekli olarak yağan yağmurun, ötüşen kuşların veya buna benzer hoşa giden şeylerin çıkardığı ses.
- Bu sesi çıkararak (yağmak, ötmek vb.)
Yağmur hâlâ şakır şakır yağıyor.
T. Buğra - Kolaylıkla, iyi bir biçimde, akıcı olarak.
- Çok parlak ve ışıklı olarak.
Chatter.
Make a crackling noise.
Crackle.
Creak.
Clack.
Clash.
Crack.
Crepitate.
Scrunch.
Snap.
To crackle.
To creak.
To chatter.
çatırdama
- Çatırdamak işi
Crackling.
Chattering.
çatırdamamak
(neg. form of çatırdamak) make a crackling noise, crackle, creak, clack, clash, crack, crepitate, scrunch, snap.