çarpışmak ne demek?
- Birbirine çarpmak, tokuşmak
- Vuruşmak, savaşmak
Karşımıza çıkacak olan kuvvet, kim ve ne olursa olsun, behemehâl çarpışırız ve muvaffak oluruz.
Atatürk - Birbirine üstün gelmeye çalışmak.
Battle.
Bump.
Clash.
Collide.
Fight.
Skirmish.
To collide.
To bump.
To clash.
To crash into each other.
To fight.
To battle.
birbirine
One another.
çarpışma
- Öncülerin veya küçük birliklerin yaptıkları küçük savaşma
- Çarpışmak işi, müsademe, sadme.
- Özgür iki cismin yeterince yaklaşarak birbirlerini etkiledikleri süreç. Bu sırada, genellikle bir erke ve devinirlik alışverişi olur.
- Özgür iki cismin yeterince yaklaşarak birbirlerini etkiledikleri süreç. Bu sırada, genellikle bir erke ve devinirlik alışverişi olur.
- Devinim durumunda bulunan taneciklerin, aralarındaki kuvvetler yüzünden karşılıklı olarak devinimlerini değiştirmeleri.
Collision.
Foul.
Battle.
Combat.
Conflict.
çarpışma algılaması
Collision detection.