çamur ne demek?
- Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık
Ayakkabılarımızın altındaki kırmızı renkli, arasından kuru otlar fırlamış çamurun ağırlığını duyar gibi oluyorum.
R. H. Karay - Sataşkan, çevresini tedirgin eden, sulu, arsız (kimse)
Çamur oyuncu ile dürüst oyuncuyu herkes karıştırıyor.
H. Taner - Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzemeden oluşmuş harç.
- Bileşiminde kum, örgensel özdekler, killi ve demirli mineraller bulunan, değişik renklerde, su ile karışmış bir tür tortu.
Soggy.
Clay.
Slosh.
Dirt.
Aspersion.
Calumniation.
Daub.
Gook.
Mire.
Muck.
Slime.
Slob.
Slush.
Squelch.
Sludge.
Silt.
Welter.
Guagmire.
Grit.
Doze.
Puddle.
Slurry.
Mortar.
Muddy.
Impertinent.
Ooze.
Mud.
Vase
çamur atan kimse
Mudslinger, calumniator.
çamur ateşi
- Bukağılık deri yangısı.
Mud fever.