çalak ne demek?
Kökeni: Farsça
- Eline ayağına çabuk, canlı, atik, çevik
Norveçli bir seyyah gibi çalak, köprüye indim ve vapura bindim.
Y. K. Beyatlı - Yerinde durmayan, çabuk, oynak. Daima çalışan. Her bir hareketi çabuk olan.
- Shrewd; active; nimble; prompt.
çalak fırçalı
- Özgür fırça vuruşlarıyla çalışılmış (resim).
çalakalem
- Gelişigüzel, durmadan yazarak
- Writing hastily and without deliberation.
- Scribbling sth down.