çıtlatmak ne demek?

  1. Bir şeyden "çıt" sesi çıkarmak

    Asabiyetle parmaklarını çıtlattı.

    A. Gündüz
  2. Antep fıstığının kabuğunu aralamak.
  3. İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek.
  4. Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek kadar söz etmek

    Kim bana bu sevdanın sonu çıkmaz olduğunu hafif yollu çıtlatacak olsa, kırılarak karşı çıkıyor, çıtlatana düşman kesiliyordum.

    N. Cumalı
  5. (en)To crack (one's knuckles.
  6. (en)To drop a hint about.
  7. (en)Hint.

çıtlatma

  1. Antep fıstığının kabuğunu aralama.
  2. Çıtlatmak işi.
  3. (en)Hint, indication, intimation.

çıtlatmamak

  1. (en)Form of çıtlatmak) hint, drop a hint, give a hint, give smb.
  2. (en)To understand, indicate, insinuate, intimate, spring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

çıtlatmaçıtlatmamakçıtlatılmaçıtlatılmakçıtlatışçıtlakçıtlamaçıtlamak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın